Marcus Anatoli Le Jeune

~ Marcus Anatoli Le Jeune
~ 20,Dealota
~ İngiltere,8 Aralık


~ Maziye Derin Bir Bakış ~
Bir çocuk...Dealota'lardan Le Jeune adlı soylu ailesinde doğan ancak doğumunda birisini yok eden bir çocuk.O da kendi annesi...Ve bunun ardından annesiz büyüyen ve sevgiye aç yaşayan...Herşey 20 Ocak günü Bayan Delphine Le Jeune'nin doğumuyla başlamıştı.Doğum yaklaşık 3 saat civarı sürerken o zamanlar Le Jeune ailesinde iyi bir konumda olan Alphonse Le Jeune çocuğunu kollarına almak için bekliyordu.Doğumun gerçekleştiği boğuk havası olan odada ise Delphine gelecekte adı Marcus Anatoli olan çocuğunu doğurmaya çalışıyordu.O gün hava aşırı bulutlu ve kasvetliydi.Malikanenin dışında duran birçok karga çok kolay farkedilebilecek kadar malikaneye yaklaşmışlardı.Doğum bitmişti ve ebelerden birisi Bay Alphonse'a çocuğunu vermişti ancak...Marcus'un annesi olan Delphine onu doğururken kendi hayatını kaybetmişti.Yıllar sonra Marcus'un yaşı 6 civarı olduğunda babası hayatını kaybetmişti.Marcus o zamanlar babasının neden öldüğünü hatta öldüğünü bile anlayamayacak bir yaşta olduğu için ağlamayı bile başaramamıştı.İçe kapanık bir çocuk olarak yetişmişti ancak kuzeni Alexander ona her konuda çok yardımcı olmuştu.Bir şekilde Alexander'ın serbest ve birazda serserivari davranışları Marcus'un gülümsemesini sağlayacak kadar hoşuna gidiyordu.Onun gibi biri olmayı her zaman çok istemişti.Onu kıskanmıyordu.Daha çok bir hayranlık gibiydi.Aralarında 4 yaş olduğu için zamanı gelince Le Jeune'lerin başının seçiminde büyük olduğu için Alexander seçilmişti.Bundan hoşlanmamış değildi.Tam tersi Alexander'ın bu aile için çok iyi bir başkan olacağını düşünüyordu.Yaşı ortalama 17 ye bastığında hayatın gerçeklerini anlamaya başladı ve hiçbir şeyi aklına fazla takmamaya çalıştı.Bu sıralarda kişilik arayışı içine girdiği için biraz kendi kişiliği ve birazda Alexander'ın kişiliğini katmıştı kişiliğini oluştururken.Bu yüzden çoğu yere uyum sağlayabilen biraz sosyopat birazda serseri bir kişilik kazanmıştı.Ancak insanlar onu böyle seviyorlardı.Ev halkı ise ona "Küçük bey" şeklinde sesleniyorlardı.Bu ona biraz itici birazda hoş geliyordu.Hayatını öylece yaşamaya devam ediyordu.

Spoiler:

~ En Derine İnmiş Köklerden En Küçük Çiçeklere Kadar Aile Ağacı ~


Le Jeune ailesinin bilindik çehrelerini anımsatan bir ikinci prensti Marcus.Annesi onu doğururken babası ise 6 yaşındayken ölmüştü.Marcus'un babası olan Alphonse Lord Le Jeune'nin kardeşiydi.Bunun üzerine yıllar sonra Le Jeune ailesinin başına Alexander seçilmişti.Yani Marcus'un kuzeni.O zamandan beri aileyi Alexander yönetmektedir.Marcus ise bir gitarist olarak grubunu kurma girişimleri içerisindedir

Spoiler:

~ Sudaki Yansıma ~

Sarı ve kahverengi arası gidip gelen kısa ve bir o kadar dokunulası olan saçları onun ailesinin getirdiği özellikleri en iyi şekilde taşımaktadır.Yırtıcı bir hayvandan farklı bakmayan ve şehvetle dolu olan gözleri kişiliğinin her zerresini en iyi şekilde yansıtan bir ayna gibidir.Birisini kendine aşık etmesi için sadece beyaz bir undan farksız olan bedenini göstermesi yeterlidir.Boyu biraz kısa sayılsada çoğu kişiye göre uzundur.Biraz narin bir yapısı olduğu söylenir ve öylede görünür.Bir kızı anımsatsada erkeksiliğinden ödün vermez.Kilosu fazla değildir ve gerçekten hoş bir yapısı vardır.

Spoiler:

~ Ruhun Aynası ~


Biraz sosyopat birazda serseri birisidir.Aşırı şımarık olabilirken sevimli görünüşünden ve tavırlarından taviz vermemektedir.Aşırı kötü birşey yapsa bile kendini affettirecek şeyleri yapmayı mutlaka başarır.Konuştuğu insanların kişiliğini analiz eder ve onların en sevdiği tipe bürünür.Kişiliğini tam olarak bulamadığı için her tipe bürünebilen bir oyuncudan farkı yoktur.Bu biraz ailesiz büyümekten kaynaklanır.Hayat umrunda değildir ve ölümden korkmayan birisidir.Her zaman etrafa sevimli bir şekilde gülümser.Bazen birisini rahatsız etmek onun hoşuna gider.Nadirende olsa o bile birilerine acıyarak ona aşırı iyi davranan bir yardımsevere dönüşebilir.Görünüm olarak ve konuşma tarzı olarak ilgi çekmek onun hoşuna gider.Bazen aşırı bencil olabilirken sevdiği kişilere karşı böyle değildir.Sinsi ve gençliğinin her zerresini kullanmaktan geri çekilmez.Mükemmelliyatçı ve herşeye sahip olmak isteyen biri olsa bile asla rütbelere kafasını takmayacak düzeyde birisidir.Çok nadir olarak ortaya çıkan üzgün,huysuz ve acınası kişiliği onu umutsuzluğa sürüklemektedir.Böyle bir anda şişenin dibini bulmak onun için kaçınılmaz olur.Olgun biriisi gibi davranmaya çalışsada böyle olmak onun için çok zordur.Çocuksu ve sevimli olmak onun hoşuna gider.Baş silah olarak zekiliğini ve çekiciliğini en büyük zerresine kadar kullanmaktan çekinmez.Genellikle üstü açık dolaştığı için insanları etkilemekte fazla da başarısız sayılmaz.Yinede bir sevgiyi arayan kalbi hızla atar.Kalbi boşlukta yüzmesine rağmen yinede kalbinin hiçbir yerde olmamasına göre kalbinin bir yerde olmasını tercih eder.

Spoiler:

~ İlişkiler ~





Eklenmek için;
Ad-Soyad:
İki Adet İcon:
Kurgu yada karakterim hakkında düşünceleriniz:(ikiside olursa sizin yerinizi daha net belirleyebilirim)