Felix Aeris

I will say another quiet prayer:
People are sinners, lord, they're only bug... They only make mistakes...

~ Felix Aeris
~ 32, Dealota
~ İngiltere/Londra, 24 Aralık


~ Maziye Derin Bir Bakış ~

Ne yıl ne ay ne gün... Uğursuzluğa alamet güneş tutulması doğumuyla aynı zamana denk gelmişti sadece... Doğduğu an çevresine karanlığını yaymıştı. Annesi o doğduğu gün ölmüştü. Açıkçası hiçbir gün annesizlikten yakınmadı. Çünkü onun emin olduğu bir kural vardı: gereksiz kişiler bu dünyadan silinmeliydi. Güzsüzler ise kendilinden gidiyorlardı işte... Yeniliyorlardı.... Annesi bu kadar güçsüz ise onun yaşaması bir utanç kaynağı olurdu Felix için. O hep güçlüler tarafındaydı. Babası onu tüm büyülerle, tüm hipnoz teknikleriyle büyütüyordu bindiği dalı keser gibi. Artık öyle bir hale gelmişti ki ailenin en güçlüsü olmuştu. Babasını da gereksiz kişiler listesine ekledi ve babasıyla yaptığı düelloda babasını öldürdü. Kendi odasında karanlığa diz çöküp ağlarken doğmama dilekleri daha da artıyordu. İnsanların ona bu kadar yüklenişini dışarı vurmasa da omuzları ağrıyordu... İstediği yere gidebilme özgürlüğünü hissediyordu ama aslında tam tersi olan hiçbir yere gidemeyeceğini fark etti. İşte o an aklında şimşekler çaktı ve tıpkı kategorilediği insanlar gibi güçsüzleştiğini anladı. O da Aerithi canlandırırlar ise tüm bu gereksiz insanları yok edebileceği fikriyle yeniden şeytani gülümsemesine kavuştu. O Aerislerin başına geçerken Ashworthlarla çoktan anlaşma yapılmış, "Yapay Lian projesi" başlatılmıştı. Bu projeden habersiz iki dealota ırkı vardı ve ikisi de bu olaya evet demeyecek "gereksiz" insanlardandı. Lakin ne yazık ki büyük hedefi için onların lanet bedenlerinden ruhlarına ayıramazdı...


~ En Derine İnmiş Köklerden En Küçük Çiçeklere Kadar Aile Ağacı ~

"Eğer gece dışarı çıkar iseniz Aerithin yaverleri sizi bulacak, sizi Aerithe kurban edip Aerithi uyandıracaktır. Bu nedenle Luxu boynunuzdan çıkarmamalısınız..."
Çoğu dealota efsanesi kapsamında büyük roller oynamış Aerith Aeris... Evet hata değil bu... Aerith Aeris, Aerislerin büyük atası... Tüm lianların özellikle de rahiplerin üstlerine basa basa beyinlere kazıdıkları bu efsane nasıl es geçilebilir ki? Dealotaların bile hepsinin bilmediği bu efsanenin ayrıntılarından biridir bu Aerithin soyu... Aerith bütünüyle bir Aeristir. Aerithin ölümüyle yakılmış kitaplar, mezarlar ile yitip giden bu soyisim eksikliği bir sır gibi de saklandı. Peki Aerislere göre böyle olmasa dahi ayıbı sır gibi saklamak Aerislerin kişiliğini değiştirdi mi?
O gün güneşin tutulmasıyla işi uğursuzluğa bağlayan lianların kiliselere koşuşunun ardındaki heyecanlı evde dünyaya gelmiş bu geleceğin kara tohumları geldiği an bir can götürmüştü... Fesatlıklarını her noktada koyan Aerisler ve en büyük dost aile Ashworthların asıl hareketleri varis Felixin anne rahminden çıkışıyla müjdelendi. Hepsinin adeta taptıkları Aerithi uyandırma fikrinin kötülüğün babası denileceği kadar ahlak dışı olan Felix'in beyninden çıkacağı hiç de şaşılacak bir şey değildi. Pekala aileler onu bu hale getirmemişti. Felix doğduğu andan itibaren karanlığı aydınlatan şamdanların ateşini eserek söndüren rüzgardı. Erişkin yaşa gelince babasını çekememe ve ondan güçsüzlüğü sebebiyle tiksinişi ile bir düelloya davet etti ve babasını o düelloda öldürdü. Felix Aerislerin hiç de şikayetçi olmadıkları aile reisidir.


~ Sudaki Yansıma ~

Spoiler:

Spoiler:

Spoiler:

Koyu kahverengi saçlarının ön perçem tutamını hep sola doğru yatırır. Ancak bu yatırışla asla o yakıcı bakışlarını kapatmaz. Kırmızı ile yoğrulmuş kahverengi gözleri etrafta küçümsercesine dolaşır. Konuşurken insanın tam gözlerinin içine geçirdiği için bakışlarını adeta hipnoz kralıdır o... İçinde tüm kederi barındırırmışçasına yaptığı rollerle kendini çok kolay acındırabilir. Acı çeken yavru bir köpekle cehennemin bekçisi arasında bilhassa kolaylıkla rol değişimi yapabilir o kahverengi gözler. Hafif yanık buğday teninin üstündeki kirli sakalları ile birleşmiş bıyığıyla yüzü o büyüleyici kıvama gelir. Sürekli içinin loşluğu gibi karanlık, siyah giysileri tercih eder bakışları tanrıya küfür olacak planları anlatmıyormuş gibi... Uzun boyu, yapılı vücudu, keskin bakışları, gür ama fazla kalın olmayan ses tonu onu tehlikeli ölüler dünyasının tanrısı olan Hadese çevirir. Cezbedici, karanlığı çekici gösteren ancak bütünüyle alevler arasında... Neredeyse hiçbir insanın harcı değildir Felix'in bakış hipnozundan kurtulmak. Hele o dudaklarından sıyrılıp çıkan gizemli kelimeler...


~ Ruhun Aynası ~

Yılan vadinin üstünden gezerken minik çocuklar nasıl huzurla oyunlarını oynayabilirler? Felix ateşe bile bile körükle gidiyor ve bu tehlikeli oyundan oldukça memnun. Geçmişin alınmamış intikamları sırasıyla ninnilerini söylüyor. Felix ise bu alınmamış intikamların köprüsü. O Aerithi uyandırmanın akla mantıklı deldiğini düşünen bir ruh hastası ve kendinden başka insanların acı çekmesinden çok hoşlanıyor. En bilinmeyen Dealota büyüleri bile zihnindeyken neredeyse ölümsüz sayılabilir. Gücü dağların en yüksek zirvesine ulaşırken hangi ahmak Felix'e boy ölçüşebilir ki? Fakat bu gücünü yaptığı çeşitli yaratıcı rollerle gizliyor ve şüpheliler arasından kolayca sıyrılıyor. Bu da onun tilki gibi hızlı işleyen zekasını temsil ediyor. Karanlığa ince bir iple inerken ipinin kopunca ne yapacağını düşünemez derecede gözü kararmıştır ve mutlak egemenliği hedefler. Tek bir bakışıyla bir insanı hipnoz edebilir. Tıpkı öz Dealota gücü gibi ailesel hipnoz gücü de sözlerle anlatılamaz. Ona göre tüm Lianlar sadece yemek için yaratılmış sefil yaratıklardır. O da bu yemeği fırsat buldukça yer zaten...



~ İlişkiler ~